İlk Bölümün Ardından Merakla beklenen dizi sonunda Kanal D'de başladı. Orhan Kemal'in eserinden uyarlanan dizide ilk göze çarpan titiz bir çalışmanın ürünü olduğu.
Rakamlar da bunu göstermekte; 1950'li yılları anlatan dönem dizisi için ilk bölüm de 1280 yardımcı oyuncu, 1000 kostüm 480 kişilik set ekibi, 3 fayton, 10 at arabası, onlarca dönem otomobili kullanılmış.
Titizlik rakamlarla sınırlı değil. Muzaffer Fransa dönüşü üstü açık Mercedesten indiği sahnede ceketinin ütüsünün kırışık oluşu, Muzaffer'e hakaret ettiğini fark eden Güllü'nün suratının kızarması (makyaj değişimi), Kemal ile Güllü çarşıda dolaşırken Vurun Kahpeye filminin afişinin görünmesi vs.
İlk bölümü anlatmak gerekirse:Babası Cemşir ve ağbisi Hamza'nın baskısından yorulan Güllü'nü sevgilisi Kemal ile evlenip evininn hanımı olmak istemektedir.
Bu duruma engelse Cemşir ve Hamza'nın paragözlüğüdür.
Kaçıp evlenmelerine Güllü'nün nüfusa 2 yaş küçük yazılması engel olmaktadır.
Kemal, 2 ay sonra Güllü'nün 18 olacağını bilmekte, 2 ay sonra Güllü'yü babasından istemeyi düşünmekte, babasının vermemesi durumunda kaçırmayı planlamaktadır. Hatta ev bile bulmuştur, bize büyüklerimizin 30-35 yıl önce evimizin kapısını kilitlemeden uyurduk sözlerinin aksine 1950'li yılların Adana'sında bahçe kapısının kilitli olduğu virane bir evi Kemal'in Güllü'ye göstermesi sevgilileri mutlu edebilmektedir.
Güllü, Çalıştığı fabrikanın patronu ve şehrin önde gelenlerinden Muzafferi tanımamakta ve çok merak etmektedir. Güllü ve Kemal şehrin önemli mekanlarından Büyük Kulübü onca yoksulluklarına rağmen gitmeleri ve kovulmalarında tesadüfen Büyük Kulüp'te bulunanlardan Muzaffer, kovulmalarını hazmedemeyen Güllü ve Kemal'in onca gürültüsüne rağmen Muzaffer'in kız kardeşi Güllü'yü gördüğü halde görememiştir.
İlk rastlantı haftalıklarının ödenmemesine kızan Güllü'nün Muzaffer'in ortağının odasında haftalıkları istemesi, odada bulunan ve haftalıklarının ödenmemesin sebebi olarak gördüğü Muzaffer'e hakaretler etmesi ile tanışırlar. Bu durum sonrası Muzaffer şoke olmuştur. Bunun sebebinin hakaret değil Güllü'ye benzeyen bir tablonun örtüsünü Muzaffer'in final sahnesinde kaldırmasıyla anlaşılır.
Dizinin iyi kotarıldığı ortada. Başrol oyucuları Mehmet Aslantuğ, Özgü Namal ve Caner Cindoruk'un oyunculukları gayet iyi.
Bu üçlü dışında Mehmet Çevik, Necip Memili ve Hakan Boyav oyunculuklarıyla ön plana çıkıyor.
Senaryo iyi planlanmış, akıcı ilk bölüm için senaryoya belki de tek eleştiri; Muzaffer'in Adana'ya nasıl döndüğü bir aylığına Avrupa'ya giden birinin dönemin şartlarında arabayla 10-15 günde dönebileceği düşünülürse uçakla dönmesi daha mantıklı görünüyor. (Türkiye'den İlk uluslararası sefer 12.02.1947'de gerçekleştirildi)
Uçakla dönüldüyse, Muzaffer'in tek başına değilde şoförüyle gelmesi daha mantıklı olabilirdi.
Dizinin müzikleri çok iyi ve gerekli yerlerde müzik kullanıldı. Mazlum Çimen ve Saki Çimen'in elerine sağlık.
Reyting savaşlarından dizinin başarıyla çıkması dileğiyle.
İyi seyirler