.sonay. Tam Evrimci
Mesaj Sayısı : 454 Yaş : 29 Nerden : NEVŞEHİR Metin Alanı : <center><font color="white"><marquee direction="left" style="background:red">Vatanını Seven Görevini En İyi Yapandı.</marquee></font></center> Kayıt tarihi : 23/08/09
| Konu: Evrim Akın Ropörtaj Perş. Ağus. 27, 2009 9:41 am | |
| Evrim Akın Ropörtaj Yıllar önce Avrupa Yakası’nda hızlı bir çıkış yakalayan Evrim Akın, şimdilerde Bez Bebek dizisindeki Nana rolüyle özellikle çocukların en çok sevdiği oyunculardan biri oldu Evrim Akın’ı herkes Avrupa Yakası dizisindeki Selin tiplemesiyle tanıdı. Hatta Akın bu roldeki ‘Oldu, gözlerim doldu’, ‘Kal geldi’ gibi sözleriyle bir döneme damgasını vursa da sıkça eleştirildi. Avrupa Yakası’ndan ayrıldıktan sonra ekranlara bir yıl ara veren ve ardından Bez Bebek dizisindeki Nana karakteriyle geri dönen Akın, şöhret basamaklarını hızla tırmanmaya devam ediyor. ‘Avrupa Yakası’nda yaşadığım süreç tadını çıkaramadığım bir dönemdi’ diyen sempatik oyuncuyla yeni projelerini ve dizi oyunculuğunu konuştuk. Biz Evrim Akın’ı binbir tipleme yapan bir oyuncu olarak tanıyoruz. Siz kendinizi oyunculuğunuz dışında nasıl tanımlarsınız? Ben sınırları olan, net biriyim. Her insanda olduğu gibi benim de belli prensiplerim var. En önemli prensibim ise ölçülü olmak. Sonra bir parça dengeli olmaya özen gösteririm. Oyuncularda fazla denge aramıyorum ama gerekiyor. Siz dengeli misinizdir peki? Evet ama ben tatlı dengesizim. Tatlı dengesizlik olursa o idare edilebilir. Avrupa Yakası’ndaki sözlerinizle bir döneme damganızı vurdunuz. Nasıl değerlendiriyorsunuz o süreci? O dönem mesleki anlamda kendimi güçlü hissetmediğim, oyunculukta da bazı eksikliklerimin olduğu dönemdi açıkçası. O yüzden benim için sadece bir geçiş süreciydi. Yani tam ‘Evrim’leşme süreci olarak değerlendiriyorum. Aslında bir anlamda da şöhretin tadını çıkaramadığım bir dönemdi. ŞÖHRET KORKUTTU Neden tadını çıkaramadınız? Diziye başladıktan sonra herkes tanımaya başladı. Bir anda herkes bana bakıyor, beni inceliyor ve buna ben de şaşırıyordum. Dünyanın en rahat insanıyken bir anda herkesin yargılayabileceği bir hayata düştüm ve dolayısıyla da ürktüm. Daha sonra da ben yapamayacağım galiba noktasına geldim. Ama neyse ki bunu kolay atlattım. Bu yüzden de tadını çıkaramadığım bir dönemdi. Şimdi her şeyin tadını çıkararak yaşıyorum. Üçüncü sezonda ayrıldınız diziden. Siz mi istediniz bu ayrılığı? Elbette. Gülse çok üzüldü mesela. Çünkü benim ekipten kimseyle bir sorunum olmadı. Ben Avrupa Yakası’nı rolden keyif alamadığım için bıraktım. Sıkılmıştım, daha fazla ekleyebileceğim bir şey yoktu. Baktığınız zaman hala başından beri duranlardan sıkıldı seyirci. Yaprak karakteri yok oldu mesela. Fatoş karakteri zaten yoktu. Burhan bile artık ömrünü doldurmaya başladı. Ama yine Gülse’nin kalemi iyi olduğu için onu kurtarıyor. Yeni sezonda da diziden ayrılanlar var ve bu yüzden Avrupa Yakası çok eleştiriliyor. Sizce bu kayıplar diziyi olumsuz etkiledi mi? Avrupa Yakası çok prim getiren bir iş olduğu için her köşe yazarı eleştiriyor. Ama diziden ayrılmaların olumsuz etkilemediğini biz ayrıldığımızda gördük. Ben açıkçası ilk başta kaptan gittiğinde (Ata Demirer ayrıldığında) geminin batacağını düşünmüştüm. Ama Gülse o kadar iyi bir armatörmüş ki o gemiyi batırmadı, dubalarla destekledi. EN GÜZEL ROLLER ERKEKLERE Geçtiğimiz dönemde Şaşkın filminde oynadınız. Yeni projeler var mı? Türk sinemasında kadrolaşma var. Bunu Ferzan Özpetek’te, Nuri Bilge Ceylan’da ve Çağan Irmak’ta çok rahat görebiliyoruz. Kimsenin kadrosunda değilim, kimseyle arkadaş da değilim. Mesela Cihangir’de gidip bir kafede oturmam asla. Arkadaşlık, çevre ilişkisi… Biraz bunlar gerekiyor ama ben pek fazla iç içe olmayı sevmiyorum. Dolayısıyla da kendi projemi hayata geçirmeyi hedefliyorum. Türkiye’de çok önemli bir kadın figürüyle ilgili -ismi lazım değil- bir şey yapmak istiyorum. Hala yaşıyor. Henüz tanışmadık. Projemi hayata geçirmem için onunla bir araya gelmemiz lazım. Özellikle oynamak istediğiniz bir karakter var mı? Erkekleri çok kıskanıyorum! En güzel roller onlara yazılıyor. Çocuklar artık beni seviyor Şu anda Bez Bebek’te Nana rolündesiniz. Nana’dan bahseder misiniz biraz? Nana, oyuncaklar dünyasında yaşayan bir oyuncak. 100 yaşına gelince bir dilek dileme hakkı vardı. O da insan olmak istediğini açıkladı. Konsey kabul etmesiyle Nana dünyaya geri gönderilir. Böylece de yepyeni olaylar gelişmeye başlıyor. Nana, Selin gibi dişi bir karakter değil. Dolayısıyla bundan başka bir tat çıkarıyorum. Avrupa Yakası’ndan sonra bu dizi size neler kattı? Bu dizi bana çocukların çok büyük sevgisini ve ilgisini kazandırdı. İnsanların oyunculuğuma bakış açısı değişti. Beni Selin gibi zannediyorlardı! Peki Avrupa Yakası’na geri dönmeyi hiç düşündünüz mü? Tabii ki hayır. Okuduğum bir sayfayı tekrar dönüp okumam. Ama özel bir final sahnesinde bütün karakterler bir araya gelir o zaman tabii ki hayır demem. Ama şu anda zaten yaptığım bir iş var. | |
|